Ceritbinmez Group İçin vakit geldi, şimdi filizlenme zamanı!
Edip Metal ile başlayan serüvenimiz yıllar içerisinde yapmış olduğumuz yeni yatırımlarla beraber bünyesinde bir çok firmayı barındıran bir grup halini almıştır. Faaliyetlerimiz devam ederken bir taraftan da kurumsallık adına yapılan çalışmalar sonucu şirketlerimizi bir grup altında toplamaya karar verdik. CRT METAL, EDİP METAL, CRT İMPEX, CRT ÇELİK HASIR şirketlerini bünyesinde barındıran CERİTBİNMEZ GROUP’u oluşturduk. Ayrıca Demir çelik sektörünün önde gelen isimlerinden AĞIR HADDECİLİK ile birlikte ortak olduğumuz Osmaniye OSB’deki TOPRAKKALESAC tesislerimizde Baklavalı ve Gözyaşı desenli sac üretimimiz devam etmektedir.
Bu ay da sizinle harika bir ismin harika başarı öyküsünü paylaşacağım. Bu güne kadar başarı öykülerini taşıdığımız değerli isimlerin ortak yanları, başarılarının yanında aynı zamanda mütevazı ve samimi olmalarıdır. Atıf Ceritbinmez de hem başarılı hem samimi hem de mütevazı bir iş insanı… Onun değişimi yönetecek yenilikçi fikirleri, ekibiyle birlikte aldığı kararlar şirketlerinin başarıyı yakalamalarında önemli rol oynuyor. Mücadeleyi pes etmeye her zaman tercih eden bir düşünce yapısıyla “Hiçbir başarı tesadüf eseri değildir!” sözünün doğruluğunu ortaya koyan Atıf Ceritbinmez’in anlattıklarını okuduğunuzda başarının insanların önlerine çıkan fırsatları değerlendirerek ve kendi sektörlerinde fark yaratacak çözümler üreterek yakaladıklarını göreceksiniz.
Genç iş insanımızın kafasındaki büyük hayaller eşliğinde kararlı adımlarla gerçekleştirdiği yolculuk esnasında şekillenen Ceritbinmez Şirketler Grubu’nun global pazar ortamında geliştirdikleri küresel marka stratejilerini ve bu stratejiler doğrultusunda yeni düzene adapte olmalarını sağlayacak gelecek planlarını bütünsel bir resim çizerek sizlere sunmaya çalıştık. Ulusal sınırları aşarak dünya standartlarında ürün ve hizmetler üreten Global marka olmanın oldukça uzun ve emek isteyen bir süreç olduğunu bildiklerini söyleyen Ceritbinmez Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Atıf Ceritbinmez; “Yenilikçiliğin bir okulu veya sihirli formülü yoktur. Yenilikçilik zaman alan, duygu yoğunluğu, hayal gücü ve sezgi gerektiren bir süreçtir. Bu yolda karşılaştığımız sorunları, zorlukları ekibimizle beraber elbirliğiyle sırtlayan ve birlikte düş kurup birbirine tutunarak başarıyı yakalayan şirket oluşturduk” cümleleriyle verdiği mesajda farklılaşma yönünde yıllardır süren doğru, etkili stratejilerinin yeni pazarlara yelken açmalarına katkı sunduğunu söyledi.
Sahip oldukları alt yapıları, eğitimli insan gücü ve teknolojileriyle küresel pazarlarda tanınan bir marka olmak için kararlı adımlarla yürüdüklerini söyleşimiz sırasında sık sık vurgulayan Atıf Ceritbinmez’in bizlerle paylaştığı cümlelerin büyük işler başarmak isteyenler için her zaman en iyi örnek oluşturacağını rahatlıkla belirtebiliriz. Girişimci ruhunu başarı öyküsüne dönüştüren, dün neyse, bugün de aynı heyecanıyla yeniliklerin peşinde koşturan Ceritbinmez’e tüm sorularımıza içtenlikle verdiği yanıtlardan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Onunla uzun bir sohbete başlıyoruz. Sözü daha da uzatmadan 39 yaşında genç, pozitif ve oldukça da enerjik bir isim olan Atıf Ceritbinmez’in öyküsünü en yalın halleriyle sizlerle paylaşmaya başlayalım.
Keyifli okumalar..
ÖNCE NASIL BİR ÇOCUKLUK YAŞADIĞINIZI ANLATIR MISINIZ?
Yurtdışında çalıştığı süreçte birikimlerini yeniden Karaağaç’a dönerek amcam Edip Ceritbinmez ile birlikte su deposu ve elektrik panolarının üretildiği işletmesini 1985 yılında kuran babam Süleyman Ceritbinmez’in yanında çocukluğumun geçtiğini söyleyebilirim. İki yıl kadar sonra amcam vefat etti. Bu arada diğer amcalarım Mithat ve Metin de çalışmalara katkı sunmaya başladılar. Küçücük yaşımdan itibaren demir ve demir ürünleriyle adeta iç içe büyüdüm. Okul çıkışlarında, yaz tatillerinde sürekli işyerimizdeydim. Dükkânı da süpürdüm, çay da götürdüm, takımları da sildim. Ancak ortaokul çağına geldiğimde babam daha çok hesap işleriyle ilgilenmem için eskilerin deyimiyle galleye yani kasaya oturttu. Kimden ne alacağımızı, kime fiş, fatura kesmemiz gerektiğini söylerdi. Müşteriyle görüşmelerini, pazarlıklarını, mal alımlarını yaparken konuşmalarının hepsine şahit olurdum. Üniversiteye gidene kadar süreç böyle devam etti.
Buradan şunu da söylemeden geçemeyeceğim, internetin, cep telefonunun olmadığı şanslı bir çocukluk dönemi yaşadım. Çelik çomak, yakan top, saklambaç gibi çocuk oyunları da oynadım. O dönemde dayanışmayı, birlikte zaman geçirmeyi, arkadaşlığı öğrendim.
BABANIZIN SİZE NASİHATLERİ OLUR MUYDU?
Aslında bir şey söylemesine dahi gerek yoktu. Çocukluk yıllarda gördüklerim, yaşadıklarım benim için nasihatten öte tecrübe oldu. O zamanlar babamın vurguladığı markalaşma ve etiket olma söylemleri hayatımın her noktasında yer edindi.
MARKALAŞMA DEDİNİZ. KONUYU AÇAR MISINIZ?
İlkokul üçüncü sınıftaydım. Bir gün okula götürürken bana ‘Arçelik, Beko’ isimlerini duydun mu diye sordu. ‘Evet’ dedim. ‘Oğlum onlar etikettir. Hayatın boyunca etiket olmak için çabala, gayret göster’ dedi. Tabi öncesinde de dürüstlüğün, ahlaklı olmanın önemini anlattı, etiket sahibi olabilmem için de çok çalışmamın zorunlu olduğunu söyledi.
ÜNİVERSİTEDEN SONRA NELER YAPTINIZ?
Üniversiteyi bitirdikten sonra mali müşavirlik sınavını kazandım. İki yıl kadar stajımı yaptım. 2006 yılında askerliğimi de bitirdikten sonra yeniden şirket bünyesine katıldım. 2008 yılından itibaren de genel müdürlük sıfatıyla bayrağı bana teslim ederek ciddi sorumluluklar üstlenmemi sağladılar. Tüm aile önümü açtı. Yani oyunu izleyen değil oyunun içinde yer almaya, rakamları yönlendirmeye başladım.
GELİŞMELER NASIL OLDU?
Bölgede Güneş Enerjisi konusunda aranılan isim olan firmamız üretici firmaların panel, kolektör gibi malzeme ihtiyaçlarını karşılayacak konuma gelmişti. İmalatın yanında metal sektöründe değişik malzemelerin bayiliklerini bünyeye katarak portföyümüzü genişletmiştik. Sattığımız ürünlerin çeşidi kalem bazında çok artmıştı. Piyasalar neyi talep ediyorsa onu karşılayabilecek duruma gelmiştik. Artık ticaret bizde daha ağır basmaya başladı. Bu tür ticari faaliyetlere başlamamız bizi farklı alanlara da sürükledi. 2006 yılında da şirketleşerek Edip Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ni kurduk. Sonrası da bizim ciddi oranlarda büyümeyi gerçekleştirdiğimiz bir dönem oldu. 2008 yılında İskenderun’da Sanayi Sitesi’ndeki yerimizi büyüterek metal sektöründe bütün ürünleri bünyesinde barındıran ‘süper market’ haline geldik. Bu arada 2010 yılında ortaklı olarak Osmaniye’de üretim tesisimi kurdum.
ÜRETİM KONUSUNU BİRAZ AÇAR MISINIZ?
1990 yılında babamın bana verdiği markalaşma nasihatı hiç aklımdan çıkmıyordu. Hep nasıl böyle olabilirim diye düşündüm. Büyüdükçe de bunun üretim yaparak olabileceğini anladım. 2006 yılından itibaren de işin içine girince demirle yoğrulmuş bir kişi olarak kendi sektörümüzde neler yapabilirim araştırmasına girdim. Sonrasında bölgemizde eksikliğini tespit ettiğim desenli sac ürününün üretimi için start verdim. Osmaniye OSB’de 7 bin metrekaresi kapalı olan 12 bin metrekare büyüklüğündeki bir yeri satın alarak ihtiyacımız olan makinaları buraya kurdurdum. 2011 yılından itibaren de eşim Nur Ceritbinmez ve sektörün duayen isimlerinden Ağır Haddecilik ile ortaklı olarak bugünkü adı Toprakkale Sac olan tesisimizde baklavalı – gözyaşı desenli sac olarak bilinen ürünün üretimine başladık.
YAŞAMA GEÇİRDİĞİNİZ YATIRIMLARINIZLA İLGİLİ BİLGİLER VERİR MİSİNİZ?
2010 yılından itibaren adeta yatırım furyasını başlattık. Payas’ta Çelik Servis Merkezlerimizi kurduk. Osmaniye OSB’de 12 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 20 bin metrekare alana demir çelik ürünlerinin toptan dağıtımının yapıldığı ve çelik servis merkezi hizmetinin de verildiği yatırımımızı devreye aldık. 2020 yılında da çelik hasır fabrikamızı kurduk. Şuanda toplam 25 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 41 bin metrekare civarı açık alan da 150’ye yakın çalışanımızla, 30 milyon dolar ihracatımızla 1 milyar TL ciromuzla gelecekle ilgili belirlediğimiz hedeflere doğru yürüyoruz.
ÇELİK SERVİS MERKEZLERİ VE ÇELİK HASIR ÜRETİM TESİSLERİNİZLE İLGİLİ BİLGİ ALABİLİR MİYİZ?
Bölgenin en kapsamlı Çelik Servis Merkezlerimizde 0,30 mm’den 25 mm’ye kadar rulo açmaları, boy kesimi, 1 mm ile 8 mm arası da dilme işlemleri yapmaktayız. Çelik hasırda 5 mm – 10 mm arası üretimi gerçekleştiriyoruz.
BİR DE SİZİN SAĞLIK SEKTÖRÜN DE DENEYİMİNİZ OLDU. NEDEN GİRDİNİZ? NEDEN BIRAKTINIZ?
Kurulduğumuz ilk günden itibaren kalite ve güven esaslarına bağlı kalarak, yaşadığı topluma, dokunduğu her bireye fayda sağlamayı ilke edindiğimiz için öznesinde insan olan sağlık alanı yatırım radarımıza girdi. Bu amaçla da 2019 yılında Palmiye Hastanesi’ni satın alarak büyümemizi sürdürdük. Ancak demir çelik sektöründeki küresel düzeyde yaşanan hızlı değişim ve gelişmelerden dolayı sağlık sektöründe yer almamamız gerektiğini gördük. Bir yıl kadar sonra da bu sektörden çıktık.
KEŞKE GİRMESEYDİK DEDİNİZ Mİ?
Ne yaparsak yapalım ondan mutlaka bir şeyler öğreniyoruz. Eğer yaptığınız işi iyi okumasını bilirseniz mutlaka size katkısı oluyor. Bir işi ezbere başlatıp ezbere bitiriyorsan o zaman keşke yapmasaydım dersin. Sağlık sektöründe de bilanço okumaktan finansmanların hızlı toparlanmasına kadar çok farklı bilgiler elde ettim. Hastanelerin kendi içerisinde gerçekten disipline olmuş sistemleri var. Burada patron değilsiniz. Anlık kararlarla bir şeyi değiştiremiyorsunuz. Bağlı olduğunuz bakanlıklara, bürokratlara, müdürlüklere göre organizasyonlarınızı, çalışma şekillerinizi belirlemek durumundasınız. Personel sayınız ve yoğun iş temponuz dolayısıyla yönetim tecrübenizi geliştiriyorsunuz. Kurumsal yapı içerisinde hareket ettiğiniz için size bir şeyler katıyor. Burada öğrendiklerimiz, edindiğimiz tecrübeler tabii demir çelik sektöründeki şirketlerimize de işleyiş, altyapı oluşturma anlamında katkıda bulunuyor.
CERİTBİNMEZ GROUP OLARAK NASIL BİR GÖREV BÖLÜMÜ YAPTINIZ?
2018 yılından itibaren şirketlerimizde profesyonel bir yapı oluşturduk. 2020 yılında kardeşim Edip ve eşim Nur ile birlikte şirketlerimizi bir group altında topladık. Artık CRT METAL, EDİP METAL, CRT İMPEX, CRT ÇELİK HASIR, TOPRAKKALE SAC şirketlerini bünyesinde barındıran Ceritbinmez Group olarak yolumuza devam ediyoruz. Aramızda oluşturduğumuz icra kurulunda gerçekleştirdiğimiz görev dağılımında Yönetim Kurulu üyesi ve ortaklarım Edip Ceritbinmez iç piyasa, Nur Ceritbinmez ihracat birimlerinden sorumlu oldular. Yatırım, strateji, finans ve planlama bölümlerini ise şirket bünyesine kattığımız profesyonel ekip üstlenmiş olup, ben de ekibe başkanlık yapmaktayım.
KISALTILMIŞ ŞEKLİ OLAN ‘CRT’NİN AÇILIMI NEDİR?
Soyadımızdaki CRT harflerini hikâyeye dönüştürdük. ‘Küçük bir demir çelik atölyesinde başladı öykümüz. Dünya çok hızlı değişiyordu. Bu değişimi görmezden gelemezdik. Bunun için bir dokunuş gerekiyordu. Ama yatırım cesaret ister dedik. C harfi ile cesareti ifade ettik. Bu gelişmelerin bilincindeydik. Ancak ticaretin risk içerdiğinin de bilincindeydik. İşte R harfi de riski anlatıyor. Güç ise bir takım olmayı gerektiriyordu. T’de takım olduğumuzun mesajını veriyor. Bunların tümü de bizim tabiatımızda var yani soyadımızda.
Geleceğe yönelik tüm kararları ortak akılla alıyoruz. Bünyemizdeki profesyonel yöneticilerimizin hazırladıkları raporlar ışığında şirketlerimizin geleceğine yön veriyoruz. Kurumsal anlayış çerçevesinde hareket ediyoruz.
CERİTBİNMEZ GROUP OLARAK GELECEĞE YÖNELİK PLANLARINIZ NELER?
Bu güne kadar hep öz sermayesiyle büyüyen firma olarak yurt dışında ve ülkemizin farklı bölgelerinde yeni yatırım planlarımız bulunmaktadır. Çünkü hedefimiz global bir firma olmaktır. Bir başka planımız ihracat pazarımızı genişletmektir. 15 civarı olan dış pazardaki ülke sayımızı en az iki üç kat arttırmak istiyoruz. Bunun için de ulusal ve uluslararası fuarlara katılım gösteriyoruz. Elde ettiğimiz rakamlarla TİM’in açıkladığı ilk 1000 firma arasında ismimizi yazdırabilecek güçteyiz. Ceritbinmez Group olarak 2021 itibariyle bu tür çalışmaların içerisinde de yer alacağız. Yine ISO tarafından hazırlanan Türkiye’nin En Büyük firmaları listesinde üst sıralarda yer almak için var gücümüzle çalışıyoruz. 2022 yılının ilk yarısından itibaren farklı bir ürünün üretimine başlamayı hedefliyoruz.
2020 yılında ‘Önce İnsan’ sloganıyla insana yaptığımız yatırımlarımızın meyvelerini bundan sonraki süreçte toplayacağımızı düşünüyorum.
DEĞİŞİME, GELİŞİME, YENİLİĞE AYAK UYDURABİLİYOR MUSUNUZ?
Dünya sürekli bir değişim içindedir. Değişim hayatın karşı konulamaz kuralıdır. Değişime direnenler eskinin ortasında kaybolur gider, uyum gösterenlerin soyları devam eder. Bu nedenle yenilik her zaman bizlere heyecan veriyor. Çünkü yeni; doğası gereği ilginçlik, heyecan, değişiklik, farklılık, sıradan olanı renklendirme gücü taşır. Bu düşünceler çerçevesinde kurumsallaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen CERİTBİNMEZ GROUP bünyesinde teknoloji departmanı oluşturduk. Ayrıca gelecekte de bilişim firması kurmayı hedefliyoruz.
MİSYON VE VİZYON ANLAYIŞINIZI ANLATIR MISINIZ?
Misyon ve vizyon işletmelere ışık tutan, oluşturulan tüm stratejilere, yapılan tüm planlara, konulan tüm hedeflere yol gösteren iki terimdir. İşletme her adımını bu iki kavram doğrultusunda attığı sürece, yönetimde tutarlılık sağlanır, keyfilik azalır ve alınan kararlar birbirlerini besleyerek işletme yönetiminde sinerji meydana gelir. Misyonumuzda müşteri odaklı firmalarımızın varlık sebebinin yanında, hangi ürünleri nerede ve nasıl üreteceğimiz, iş felsefemizin ve değerlerimizin neler olduğu yer almaktadır.
Stratejilerimiz için bir pusula niteliğindeki vizyonumuz ise, işletmelerimizin gelecekte ulaşmayı planladığı hedeflerimizi tanımlamaktadır. Uzun ve kısa vadeli yönetsel kararlarımızı bu vizyon çerçevesinde gerçekleştirmekteyiz. Bu amaçlarımız kesin, ölçülebilir ve zaman sınırlı olmaktadır. Bu şekilde oluşturduğumuz, tüm çalışanlarımızın benimsediği ve uygulamakta olduğumuz misyon, vizyon yaklaşımlarımız sayesinde işletmelerimizin kurumsallaşması, rakiplerinden farklılaşması, dolayısı ile daha kârlı ve uzun ömürlü olması sağlanmaktadır.
KURUMSALLAŞMAK ADINA NELER YAPIYORSUNUZ?
Ceritbinmez Group olarak kurumsallaşmanın önemine ve faydasına gönülden inanıyoruz. Bu nedenle üst yönetimimizde profesyonellere yer veriyoruz. Ayrıca aile içi demokrasiye inanıyor ve uyguluyoruz. Bilimsel bir bakış açısı ile piyasa şartlarına uygun olarak oluşturulan plan ve prensipler çerçevesinde uzun vadede varlığımızı sürdürecek şekilde keyfiyetten uzak her türlü kararı alıyoruz.
YAŞANAN KRİZLERE RAĞMEN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAYI NASIL BAŞARIYORSUNUZ?
Krizler ve küreselleşmenin fırtınaları, en büyük şirketleri bile sarsıyor. Ancak CERİTBİNMEZ GROUP olarak kriz dönemlerine çok hazırlıklı ve ayağımız yere sağlam basar şekilde giriyoruz. Attığımız doğru adımlar sayesinde açıkçası krizler büyük deneyim ve tecrübe kazandırıyor.
Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından söylenen, ‘beni öldürmeyen şey, beni güçlü kılar’ sözü de bunu çok iyi anlatmaktadır. Sorunsuz bir dünya düşünemeyeceğimize göre şikâyet etmek yerine zamanı iyi planlayarak, mümkün olduğunca verimli kullanarak başarıyı kovalamalıyız. Karşılaştığımız engelleri öğrenmek ve güçlenmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Eskiye takılıp kalmıyoruz, yeniyi takip etmeyi ve özümsemeyi birinci plana koyuyoruz. Gerektiği zamanlarda da sorumluluk ve taşınabilir riskler almaktan kaçınmıyoruz.
Müşteri ilişkilerimize çok dikkat ediyoruz. İyi bir dost ilişkisi içerisinde ticaretimizi yapıyoruz. Onların canı yansa bizim canımız yanıyor, bizim canımız acısa müşterilerimizin canı acıyor. İyi, kaliteli ilişkinin devam etmesini sağlamak için ortak menfaatler içerisinde hareket ediyoruz. Müşterilerimizi stratejik ortağımız olarak görüyoruz. Sürekli irtibat içerisinde olarak yaşanan gelişmeleri anında paylaşıyoruz. Hiçbir zaman aramızda tek taraflı menfaat oluşmadı. Verdiğimiz sözün mutlaka arkasında duruyoruz. Adaletli olmak bizim için önceliktir.
Sürdürülebilir olmak için de öncelikle yaptığınız işi sevmeniz gerekiyor. Sevmiyorsanız iki günden fazla o yolda yürüyemezsiniz. Ortada sevgi varsa mutlaka sürdürülebilir oluyorsunuz. Bizler de yaptığımız işi seviyoruz. Tabi sadece sevmekte yeterli olmuyor. Kurumsallık ve ekip dayanışmasına çok önem veriyoruz. Kendimizi maraton yarışçısı gibi görüyoruz. Sürekli kurumsallığa yönelik adımlar atıyoruz. İstişare, ortak akılla yönetim, herkesin kendi sınırları ve sorumluluk alanları içerisinde büyüme çabası yani ekip ruhunun oluşması bizi bugünkü konumumuza getirdi.
ŞUANDA KENDİNİZİ NEREDE KONUMLANDIRIYORSUNUZ?
Önemli olan gözünüzü kapattığınızda kendinizi nerede görmek ve konumlandırmak istediğinizdir. Allah gördüğümüzden geri düşürmesin ama biz hayal denilebilecek birçok şeyi azimle, çok çalışarak gerçeğe dönüştürdük. Bizleri bu duruma getiren kendi kurallarımız, kendi stratejimizdir. Firmalar için en önemli hassas üç konu vardır; sistem, prensip ve strateji. İstanbul’un Fethi, Malazgirt Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi tarihin gidişatını değiştiren birçok önemli olay liderlerin strateji, prensip ve uygulamış oldukları sistemleri ile kazanılmıştır. Şuanda dünya çok hızlı değişiyor, o yüzden sistem çok önemli. CERİTBİNMEZ GROUP olarak işimizi çok sevdiğimiz gibi temel öğelere de önem veriyoruz. Bu nedenle de her daim dinamik ve hareket halinde bir firmayız. Henüz hayata girmemiş birçok hayalimiz, projelerimiz var. 2021 yılı itibariyle yeni bir sayfa açtık. Biz halen kendimizi yolun başında görüyor ve hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyoruz.
Şimdi de bazı kişisel sorular yöneltmek istiyorum.
ATIF CERİTBİNMEZ’İN EN İYİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Doğanın, evrenin dili, mantığı, özü matematiktir. Yani aklın olduğu her yerde matematik vardır. Matematiksel düşünmek, çaredir, çözümdür. Belli bir düzen içinde tekrarlanan her olayın ardında bir matematik olduğu gerçektir. Başka türlü başarıya ulaşmak mümkün değildir. Bizleri var eden Allah’ın dünyayı 6 günde yarattığını düşünecek olursak, hayatımızda matematiksel sonucun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Günü kurtarmanın değil, yarınlarımızı sağlam zeminler üzerinde yükseltmenin peşinde koşarım. Her şeyin ölçülebilir olmasına dikkat ederim.
Küçük yaşımdan itibaren çalışmayı, gözlem yapmayı çok severim. Girişimcilik ruhuma işledi. Bu özelliğimin meyvesini de 28 yaşında haddehane kurup, üretime başlayarak aldım. Hiçbir zaman hırslı olmadım ama çok azimli oldum. Mücadeleyi bırakmadım. Bedel ödemeden bir şeyin sahibi olamıyorsunuz.
Kurduğum dosthane ilişkilerden büyük keyif alırım. Karşımdaki insanların samimiyetsizliği ise bana büyük rahatsızlık verir. Küçük şeylerden mutlu olmasını bilirim. Çevremdeki insanların mutluluğuyla mutlu olmasını bilen bir insanım. Yaşamım boyunca ben olmaktan çıkmamalıyım diyerek hareket ediyorum. Gelenek ve göreneklerimize değer veririm.
HOBİLERİNİZ VAR MI?
Bilardo oynamak, spor yapmak, yerli ve yabancı filmler seyretmek.
ŞANSA İNANIR MISINIZ?
Her dönemde kendi şansımı, sürekli gelişim ilkesiyle çalışarak yarattım. Yaptığım iş ne olursa olsun en iyisini yaptım. Kazandıkça da şirketlerimizi ekibimizle birlikte büyüttük. Bulunduğum noktaya kolay gelmedim.
HİÇ KEŞKELERİNİZ OLDU MU?
İş insanları olarak kendi ölçüleri içerisinde büyük bir ekonominin ve sermayenin başındasın. Evine ekmek götüren birçok emekçinin ekmek kazandığı yersiniz. İnsanların duygu durumuna etki eden bir ruhsunuz. Aslında hem iş insanı hem de ‘duygu insanısınız.’ O noktada hayat senin keyfine göre ilerleyemiyor, kendinize “Her istediğini yapma” diyorsunuz. Otokontrolünüzü de bu sebeplerle daha arttırıyorsunuz. İşte bu düşünceler içerisinde hareket ettiğimiz için keşke diyeceğimiz işlerin altına hiçbir zaman girmiyoruz. Çünkü iş yaşamında pişmanlıklara yer yok. Önceden iyi düşünüp hareket ederseniz keşke diyeceğiniz durumlarla da karşı karşıya kalmıyorsunuz.
SON OLARAK İŞ HAYATINA YENİ GİREN GENÇLERE NE TAVSİYE EDERSİNİZ?
Her zaman araştırmanın, meraklı olmanın ve öğrenmeye açık olmanın önemine inanırım. Bana göre nefsini yenen dünyayı yener. İnsanları yanlışa sürükleyen arzularıdır. Fitne fesat gibi bazı duygulardan kendimizi arındırmalıyız. Nefsimizi köreltmeliyiz, yenmeliyiz. Nerede kalple nerede akıl ile hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Önemli olan büyük düşünmektir. Bu özellik gücü getirir. Her şeyi maddiyatla ölçmemek gerekir. Adaletli olmalıyız. İşini seviyorsan unutamazsın sürekli o düşüncelerle yaşarsın. Bu da haz verir. İyi bir yerlere geldiysen de seni bu noktaya neyin getirdiğini unutmayacaksın.